I. Dijital Çağda Çocuk Haklarının Önemi ve Artan İhlaller
Günümüzde dijitalleşme, çocuklara bilgiye ulaşım ve sosyalleşme açısından sayısız olanak tanımaktadır. Ancak dijital ortamın bu avantajları beraberinde çocuk haklarının kolayca ihlal edilmesine ve çocukların dijital ortamda birtakım suçlara maruz kalmasına da zemin hazırlamaktadır. Türkiye’de Discord üzerinden yaşanan son çocuk istismarı olayları çocukların çevrimiçi ortamda karşılaştığı tehlikelerin ciddiyetini gözler önüne sermiştir. Özellikle çeteleşen grupların çocuklara yönelik organize bir şekilde siber zorbalık ve taciz içerikli eylemler gerçekleştirmesi bu platformlara yönelik erişim engellerinin gelmesine neden olmuştur.
Dijital ortamlarda etkileşim, fiziksel ortamdan çok daha hızlı ve erişilebilir olduğu için hukuki ilişkiler de bu alanlara taşınmış ve karmaşıklaşmıştır. Günümüz dünyasında çocuklar gibi daha savunmasız kişilerin yoğun olarak dijital mecralarda bulunması, onların haklarının korunması konusunu kritik hale getirmektedir. Bu bağlamda dijital ortamlarda gerçekleşen hak ihlalleri “siber şiddet” adı altında ele alınmaktadır. Avrupa Birliği Konseyi Siber Suçlar Sözleşme Komitesi tarafından 9 Temmuz 2018’de yayınlanan araştırmada siber şiddet, “kişilere karşı fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar veya ızdırap veren veya verebilecek şekilde şiddet uygulanması ya da şiddet uygulanmasıyla tehdit etmek için bilgisayar sistemlerinin kullanılması” olarak tanımlanmıştır ancak siber şiddeti kapsayan davranışlar için net bir çizgi çizilememiştir; oysa dijital ortamda çocukların haklarını ihlal eden her türlü davranış bir siber şiddet unsurudur ki mevcut tanımdan daha geniş bir perspektiften bakılması gerekir.
Son dönemde Türkiye’de meydana gelen ve özellikle Discord, Roblox gibi dijital platformlara erişim engelleri getirilmesine neden olan olaylar, dijital ortamların çocuklar için ne kadar tehlikeli hale gelebildiğini gözler önüne sermektedir. Discord platformunda çocuklara yönelik faaliyet gösteren çeteler, onları trolleme, tehdit etme ve zorbalıkta bulunma ve hatta istismar etme gibi yollarla manipüle etmiş, çocukların ruhsal gelişimine ket vurmuş ve hatta psikolojik ve bedensel zararlar vermeye kadar yol açan tehlikeli eylemlere sebep olmuştur. Bu çetelerin çocuklara karşı işlediği suçlar, çocuk haklarının dijital ortamda korunması gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Çocukların dijital ortamda güvenliğini sağlamak, onların psikolojik ve fiziksel bütünlüklerini korumak ve desteklemek sağlıklı gelecek nesiller yetiştirmek için hayati önem taşımaktadır. Tüm bu gelişmeler ışığında çocukların dijital haklarının korunması için ulusal ve uluslararası düzenlemelerin güçlendirilmesi, çocuklar üzerinde koruyucu politikalar geliştirilmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılması adına dijital dünyada meydana gelen şiddetle mücadelede kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Yaşanan son siber şiddet olaylarının ışığında dijital ortamda çocuklara yönelik suç türleri, çocukların nasıl korunması gerektiği, Türkiye'de ve uluslararası alanda mevcut yasal düzenlemeler ile dijital platformların sorumlulukları bu yazıyla aşağıda detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
I. Dijital Ortamda Gerçekleşen Çocuğa Yönelik Suç Tipleri
Dijital ortamda çocuğa karşı işlenen hak ihlalleri, çocuğun fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimini doğrudan etkileyen çeşitli suç tiplerinden oluşmaktadır. Dijital zorbalıktan çevrimiçi tacize, kişisel veri ihlalinden trolleme ve swatting gibi şiddet içeren yöntemlere kadar pek çok dijital tehdit çocukların haklarını ihlal ederken, aynı zamanda onları çevrimiçi dünyada güvensiz hissettirmektedir. Son Discord olayları da bu tehditlerin ne kadar organize bir şekilde uygulanabildiğini, çocuklara yönelik çevrimiçi istismar ve manipülasyonun ne kadar ileri boyutlara ulaşabileceğini göstermektedir. Bu kapsamda çocuklara yönelik dijital ortamda gerçekleşen suç tipleri ve çocuklara yönelik olası etkileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
a. Kışkırtma (Flaming): Kışkırtma, dijital ortamda bir kişiyi herhangi bir olaya veya duruma bağlı olarak rahatsız etme amacıyla gerçekleştirilen dijital davranışlardır. Bu tür davranışlar bir kişiye karşı birden fazla dijital kullanıcı tarafından art arda gerçekleştirilmektedir ve bu şekilde peş peşe gerçekleşen kışkırtma fiilleri ile kişinin üzerindeki baskı alevlenerek büyümektedir.
Kışkırtma; olay ile ilgili kişi hakkında sosyal medya üzerinden yorum yazma, dijital içerik üretme ve yayınlama veya doğrudan kişinin kendisine dijital ortam üzerinden ileti gönderme şeklinde gerçekleşmektedir. Kışkırtma içeren dijital davranış, hedefteki kişiyi ruhsal olarak rahatsız etme amacıyla gerçekleştirildiği için çoğunlukla hakaret, cinsel taciz veya tehdit gibi siber suçları da içinde barındırmaktadır Somut olayda, bir çocuğa yönelik olarak sohbet odalarında tehdit ve hakaret içerikli mesajlar gönderilerek ruhsal sağlığının rahatsız edilmesi ve güvensiz hissettirilmesi bu türün örneğidir.
b. Aşağılama (Slut Shaming): Genellikle hedefteki kişinin itibar, şeref ve onurunu zedelemek ve toplum önünde onu küçük düşürmeyi amacıyla gerçekleştirilmektedir. Aşağılama şeklinde dijital davranış gerçekleştirilirken hedefteki kişiyi açıkça belirten kişi hakkında utanma veya rezil olma duygusunu yansıtan ifadeler ve emojiler kullanılmaktadır. Örnek olarak yine bir sosyal medya platformunda hedef alınan çocuğa karşı hakaret ve küçük düşürücü davranışlarda bulunması bu suçun tipik örneklerinden biridir.
c. Trolleme (Trolling): Trolleme, çocukların dijital ortamda huzur ve güven duygusunu hedef alan bir siber zorbalık türüdür. Kötü niyetli kullanıcılar tarafından gerçekleştirilen bu davranışlar, çocukları alaya alma, yanıltma, küçük düşürme veya provoke etme yoluyla psikolojik olarak yıpratmayı amaçlar. Çocukların kendilerini dijital ortamda güvensiz hissetmelerine yol açan trolleme eylemleri, bazı durumlarda ciddi boyutlara ulaşarak çocukların ruhsal sağlıklarına ve sosyal ilişkilerine zarar verir. Özellikle Discord olayında çeteleşen grupların bu yöntemi kullanarak çocukları manipüle ettikleri görülmüştür. Bu tür tacizler, çocukların güvenli dijital yaşam ve deneyim hakkını ihlal etmektedir ve onların sağlıklı gelişimleri için ciddi riskler taşımaktadır.
d. Siber Zorbalık (Cyberbullying): Siber zorbalık bireylerin dijital ortamlarda kasıtlı olarak rahatsız edilmesi, tehdit edilmesi veya küçük düşürülmesi olarak tanımlanabilir. Bu tür zorbalık, çocukların psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler bırakan yaygın bir suç türüdür ve alay etme, hakaret, aşağılayıcı içerikler paylaşma ya da hedef alınan kişiyi gruplardan dışlama gibi davranışları içerir. Çocukların dijital ortamlarda giderek daha fazla varlık göstermesi, onları siber zorbalığın hedefi ve uygulayıcısı haline getirebiliyor. Çocuklar için dijital ortamda oluşan bu tür baskı ve taciz; özgüven kaybı, yalnızlaşma ve akademik başarının düşmesi gibi sonuçlara yol açabilmektedir. Bu nedenle siber zorbalıkla mücadelede farkındalık çalışmaları ve güçlü yasal yaptırımlar önemlidir.
e. Siber Israrlı Takip (Cyber Stalking): Siber ısrarlı takip, bir kişiyi dijital ortamda sürekli izleme, mesaj gönderme veya dijital iz sürme gibi yollarla taciz etme anlamına gelir. Çocuklara yönelik siber takip davranışları; sosyal medya hesaplarını izleme, çocuklara sürekli rahatsız edici mesajlar gönderme veya çocukların çevrimiçi davranışlarını izleyerek baskı kurma gibi şekillerde karşımıza çıkabilir. Bu durum çocukların güvenlik ve gizlilik hissini zedeler ve büyük bir psikolojik baskı oluşturur. Çocuklar, dijital ortamda güvende hissetmediklerinde sosyal medya ve diğer dijital araçları kullanmaktan çekinebilir veya korku yaşayabilir. Siber ısrarlı takip eylemleri ulusal ve uluslararası düzenlemeler çerçevesinde bazı durumlarda suç sayılmakta olup, özellikle çocukları koruma konusunda önem arz eden bir suç tipidir.
f. Hesap Taklitçiliği (Identity Theft): Hesap taklitçiliği, bir kişinin kimliğini veya sosyal medya hesabını taklit ederek sahte bir profil oluşturma, çocukları aldatma veya çocukların itibarını zedeleme amacı güden dijital bir suçtur. Çocuklar arasında hesap taklitçiliği genellikle onların dijital ortamda kimliklerinin kötüye kullanılması veya yanlış temsil edilmesi şeklinde görülür. Örneğin bir çocuğun adına açılan sahte hesap üzerinden çocuk hakkında yanlış bilgiler paylaşılabilir, çocuk zor durumda bırakılabilir veya dolandırıcılık amaçlı eylemler yapılabilir. Bu tür suçlar çocukların sosyal çevresinde yanlış anlaşılmalara, güvensizlik duygusuna ve itibar kaybına yol açabilir. Çocukların dijital kimliklerinin korunması ve hesap güvenliği bu nedenle büyük önem taşır.
g. İfşalama (Doxing): İfşalama bir kişinin özel bilgilerini, adresini, fotoğraflarını veya kişisel verilerini rızası olmaksızın çevrim içi ortamlarda paylaşma anlamına gelir. Özellikle çocuklar açısından bu tür verilerin paylaşılması çok büyük tehditler barındırır. Bir çocuğun kimlik bilgileri, fotoğrafları veya okul bilgileri izinsiz olarak paylaşıldığında dijital güvenliği ve mahremiyeti ihlal edilmiş olur. Çocuklar kendileri hakkında çevrim içi olarak yayılan bu bilgilerden ötürü korku, kaygı ve stres yaşayabilir ve hatta dijital ortamdan çekinmeye başlayabilir. İfşalama, çocukların fiziksel güvenliğini bile tehlikeye atabilecek boyutlara ulaşabileceğinden hem çocukları bilinçlendirmek hem de ifşalamaya yönelik ulusal ve yasal tedbirler almak kritik önem taşır.
h. Cinsel İçerikli Video veya Görsel İfşası: Çocukların dijital ortamda cinsel içerikli videolarının veya görsellerinin paylaşılması çocuk istismarına giren en ciddi dijital suç türlerinden biridir. Çocukların bilinçli ya da bilinçsiz şekilde bu tür içeriklerde yer alması ve ardından görüntülerinin yayılması onların sosyal hayattan dışlanmasına, psikolojik olarak yıpranmasına ve yaşadıkları ortamda güvensizlik hissetmelerine neden olabilir. Özellikle çocukların kendilerine yönelik bu tür bir paylaşım gerçekleştiğinde yaşadıkları utanç, korku ve depresyon gibi duygusal yıkımlar uzun vadeli sonuçlara yol açabilir. Bu tür ihlaller çocuk hakları ihlaline girdiğinden, tüm dijital platformların çocukları koruma noktasında sorumluluk sahibi olmaları ve bu içeriklerin yayılmasını engellemeleri zorunludur. Bu suç tipinin ceza hukukumuzda çok ciddi yaptırımları vardır. Görüldüğü üzere her bir suç tipi çocukların dijital ortamda karşılaştığı hak ihlalleri arasında yer almakta ve onların fiziksel, psikolojik ve duygusal gelişimlerini tehdit etmektedir. Çocukların dijital haklarının korunması, bu tür suçların önlenmesi ve farkındalık çalışmalarının artırılması, çocukların sağlıklı bir dijital yaşam sürebilmeleri için büyük önem taşır.
I. Çocuğun Dijital Ortamdaki Suç Tiplerinden Etkin Biçimde Korunması
Çocukları dijital suçlardan korumak için kapsamlı bir yaklaşım geliştirmek şarttır. Aşağıda ebeveynlerin, okulların, dijital platformların, adli kolluğun ve yasaların iş birliği içinde uygulayabileceği bazı stratejiler ve yöntemler bulunmaktadır:
a. Farkındalık Eğitimi:
a.1. Çocuklara Yönelik Eğitim: Çocuklara yaşlarına uygun, çevrim içi riskler ve korunma yolları hakkında eğitim verilmelidir. Siber zorbalık, ısrarlı takip ve diğer dijital tehlikelerin ne olduğunu bilmek çocukların bu tür tehditleri tanıyıp algılayabilmesini sağlar.
a.2. Ebeveyn Eğitimi: Ebeveynlerin çocuklarının çevrim içi dünyasını anlamaları ve siber güvenlik konusunda bilgi sahibi olmaları önemlidir. Ebeveynler ile çocukların dijital dünyada meydana gelebilecek riskler konusunda açık iletişim kurmaları teşvik edilmelidir.
b. Güçlü Gizlilik Ayarları ve Parola Yönetimi
b.1. Hesap Güvenliği: Çocuklara güçlü, benzersiz parolalar kullanmayı öğretmek ve iki aşamalı kimlik doğrulama gibi güvenlik önlemlerini aktif hale getirmeyi öğretmek gibi önlemlerin alınması hesap taklitçiliğine ve izinsiz girişlere karşı koruma sağlar.
b.2. Gizlilik Ayarları: Çocuklara sosyal medyadaki ve çevrim içi platformlardaki gizlilik ayarlarını en üst düzeye çıkarmaları gerektiği öğretilmelidir. Bu sayede kişisel veriler sadece güvenilir kişilerle paylaşılabilir.
c. Dijital Davranış ve Güvenlik Politikaları
c.1.Okul Temelli Programlar: Okullar, siber zorbalık ve diğer dijital suçlarla başa çıkma becerilerini kazandıran dersler sunarak çocuklara güvenli dijital davranışlar aşılayabilir. Siber güvenlik kulüpleri veya seminerler düzenlemek de etkili bir yöntemdir.
c.2. Dijital Platformların Sorumluluğu: Çocuk dostu dijital platformlar; kullanıcı profillerinin güvenliğini sağlama, zararlı içerikleri hızlı bir şekilde kaldırma ve çocukları koruma önlemlerini artırma konusunda düzenli güncellemeler yapmalıdır.
d. Dijital İletişim ve Mahremiyet Bilinci
d.1. Mahremiyet Eğitimi: Çocuklara kişisel verilerini, fotoğraflarını ve özel detaylarını tanımadıkları kişilerle paylaşmamaları gerektiği öğretilmelidir. Hesap taklitçiliği veya izinsiz içerik ifşasına karşı dikkatli olmaları için farkındalık yaratılmalıdır.
d.2. Sosyal Medya Davranış Kuralları: Çocukların çevrimiçi olarak diğerleriyle nasıl iletişim kurmaları gerektiğini anlatılmalıdır. Kaba veya incitici yorumları bir tehdit olarak kabul etmeleri, tanımadıkları kişileri kabul ve şüpheli mesaj veya şüpheli işlemlere karşı dikkat etmeleri gerektiği anlatılmalıdır.
e. Ebeveyn Denetim Araçları ve Takip Sistemleri
e.1. Ebeveyn Denetimi: Çocukların cihazlarına yüklenen ebeveyn denetim uygulamaları ile riskli içeriklerin engellenmesi sağlanabilir. Bu araçlar, çocukların karşılaşabilecekleri riskli içerikleri filtreleyerek güvenli bir çevrim içi ortam sağlar.
e.2. Etkin Gözlem: Ebeveynler, çocuklarının çevrim içi aktivitelerini belirli bir düzeyde gözlemleyerek veya onlarla çevrim içi ortamda geçirdikleri zaman hakkında konuşarak bir güvenlik çemberi oluşturabilir.
f. Güçlü Hukuki Altyapı, Yaptırımlar ve Bildirim Sistemleri
f.1.Yasal Düzenlemeler: Çocukları dijital ortamda koruyan güçlü yasalar ve yönetmelikler gereklidir. İlgili kurumlar, çocuklara yönelik dijital suçlarla mücadele etmek ve çocukların korunması için etkin ve hızlı yaptırımlar uygulamalıdır.
f.2. Bildirim Mekanizmaları: Çocuklar veya ebeveynler, karşılaştıkları siber zorbalık ya da diğer tehditleri bildirebilecekleri kolay erişilebilir bildirim mekanizmalarına sahip olmalıdır. Okullar ve sosyal medya platformları ile adli kolluk bu bildirileri dikkate alarak hızla müdahale edebilmelidir.
g. Çevrimiçi Destek ve Psikolojik Yardım Hizmetleri
g.1. Psikolojik Destek ve Rehabilite: Dijital ortamda hak ihlallerine uğrayan çocuklar için psikolojik destek ve rehabilitasyon hizmetleri sunulmalıdır. Bu destekler ile çocukların yaşadığı korku, stres ve travmayı en aza indirgemeleri, maruz kaldıkları sorunlarla başa çıkmaları ve topluma tekrardan sağlıklı bireyler olarak kazandırılmaları mümkün olur.
g.2. Destek Hatları ve Platformları: Çocuklar veya ebeveynlerinin siber zorbalık veya diğer dijital suçlarla başa çıkmak adına destek alabilecekleri ulusal ve uluslararası destek hatları ve platformları teşvik edilmelidir.
h. Dijital Okuryazarlık ve Sağlam Bir Dijital Kültür
h.1. Dijital Okuryazarlık Eğitimi: Çocuklara güvenilir bilgi kaynaklarını ayırt etme, yanlış bilgiye karşı dikkatli olma ve internette güvenli gezinme gibi temel dijital okuryazarlık becerileri kazandırılmalıdır.
h.2. Dijital Kültür Geliştirme: Çocukların dijital ortamlarda saygılı ve sorumlu davranmaları sağlanmalıdır. Böylelikle, siber zorbalık veya hak ihlallerine karşı farkındalık kazanmaları kolaylaşır.
Yukarıdaki strateji geliştirme önerileri çocukları dijital ortamlarda meydana gelebilecek olası tehditlere karşı güçlendirmek ve korumak adına sağlam temeller oluşturacaktır. Toplum olarak dijital güvenlik konusunda bilinçlenmek ve sorumluluk almak, çocuklarımızın çevrim içi haklarını güvence altına almanın önemli temel taşıdır. Çünkü dijital ortamda çocuk haklarının ihlaline yönelik önlemler yalnızca hukuki düzenlemelerle değil; toplumsal farkındalık ve eğitimlerle mümkündür.
II. Ulusal ve Uluslararası Yasal Düzenlemeler ile Dijital Platformların Sorumlulukları
Günümüz dijital çağında çocukları çevrim içi tehditlerden korumak için hem ulusal hem de uluslararası hukuki düzenlemeler kritik önem taşır. Çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimlerini tehdit eden dijital hak ihlallerine karşı etkili bir yasal çerçeve ve platformların iş birliğiyle uygulanan koruyucu önlemler, çocukların hak ve özgürlüklerini güvence altına almanın temel araçlarıdır.
a. Ulusal Yasal Düzenlemeler
Türkiye, dijital ortamlarda çocukların korunmasına yönelik kapsamlı yasal düzenlemelere sahiptir. Bu çerçevede: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK), 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve 5651 sayılı İnternet Kanunu gibi temel düzenlemelere ek olarak, çocukları özel olarak koruma amacı taşıyan Çocuk Koruma Kanunu ve Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun da çocukların dijital tehditlerden korunması için önemli hükümler içerir.
a.1. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)
Türk Ceza Kanunu’nda çocuklara karşı dijital ortamlarda işlenen suçlar, yüz yüze işlenen suçlar kadar ciddi şekilde cezalandırılmaktadır. Çevrim içi cinsel istismar, tehdit, hakaret gibi suçlar kapsamında çocuklara karşı işlenen dijital suçlar ağır cezalara tabidir, böylece çocukları dijital ortamdaki tehditlerden korumak hedeflenmektedir.
a.2. 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)
KVKK, çocukların dijital platformlardaki kişisel verilerinin korunmasını sağlamakta ve çocukların verilerinin yalnızca belirli amaçlar doğrultusunda ve rıza dahilinde işlenmesini zorunlu kılmaktadır. İhlaller durumunda ise ağır yaptırımlar öngörülerek çocukların verilerinin kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
a.3. 5651 Sayılı Kanun (İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun)
5651 sayılı Kanun, internet ortamında çocukların zararlı içeriklere maruz kalmasını engellemeye yönelik düzenlemeler içerir. Bu kanunla birlikte dijital ortamlarda çocuklara yönelik istismar, şiddet gibi içeriklerin hızlı bir şekilde erişimden kaldırılması sağlanır. Kanuna göre çocukların dijital güvenliğinin korunması amacıyla ilgili içeriklerin hızlı şekilde engellenmesi ve gerekli teknik tedbirlerin alınması şarttır.
a.4. 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu (ÇKK)
Türkiye’de çocukları her türlü istismar, ihmal ve zorbalıktan korumayı amaçlayan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu (ÇKK) dijital ortamda karşılaşılan hak ihlalleri için de devlete çocukları koruma yükümlülüğü getirir. ÇKK, çocukların maruz kalabileceği dijital zorbalık, tehdit gibi durumlar karşısında koruyucu ve destekleyici tedbirler alınmasını sağlar. Çocuklara yönelik danışmanlık ve eğitim desteğinin yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı gibi kurumlarla iş birliği yaparak çocuklara dijital risklerden korunmalarına yönelik çalışmalar yürütülmesini zorunlu kılar.
a.5. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, çocukların zararlı medya içeriklerinden korunması amacıyla yayıncı kuruluşlara önemli sorumluluklar yüklemektedir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), çocukların zihinsel ve psikolojik gelişimlerini korumak amacıyla belirli içeriklerde uyarıcı işaretler ve yaş kısıtlamaları getirir. Buna göre: Çocukları olumsuz etkileyebilecek içeriklerin belirli saatler dışında izlenmesini sağlamak amacıyla yaş sınırlamaları ve uyarıcı işaretler konulması zorunludur; Çocuklara yönelik olumsuz içeriklerin tespiti durumunda RTÜK, yayın durdurma, para cezası gibi yaptırımlar uygulayabilir ve gerektiğinde yayın lisansını iptal edebilir.
b. Uluslararası Yasal Düzenlemeler
b.1.Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (CRC): Türkiye’nin de taraf olduğu bu sözleşme çocukların sağlıklı gelişimi, güvenliği ve çevrim içi haklarının korunması için devletlere yükümlülükler getirmektedir. Çocukların bilgiye erişimi, ifade özgürlüğü gibi hakları bu sözleşme kapsamında güvence altına alınırken, bu hakların ihlallerine karşı korunmaları ilgili sözleşme ile güvence altına alınmaktadır.
b.2. Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR): Çocukların dijital ortamdaki kişisel verilerinin korunması açısından GDPR, çocukların yaşlarına uygun koruma sağlamaktadır. Özellikle çocukların çevrim içi haklarının ihlalleri ve veri ihlalleri gibi durumlarda ağır yaptırımlar öngörmektedir.
b.3. Avrupa Konseyi’nin Siber Suçlar Sözleşmesi: Türkiye’nin de imzaladığı bu sözleşme, çocuk istismarı ve siber zorbalık gibi suçlara karşı etkin cezalar öngörmektedir. Bu kapsamda, çevrim içi platformlarda çocuklara yönelik cinsel istismar veya siber taciz suçlarının uluslararası iş birliğiyle soruşturulması ve engellenmesi amaçlanmaktadır.
c. Dijital Platformların Sorumlulukları
Dijital ortamda faaliyet gösteren platformların çocukları zararlı içeriklerden koruma konusunda sorumlulukları oldukça kritiktir. Türkiye’deki ve uluslararası mevzuata göre dijital platformlar; yaş sınırlamaları, gizlilik ve güvenlik politikaları oluşturarak çocukların yaşlarına uygun içerikler sunmak zorundadır. Dijital ortamlarda çocukların verilerinin şeffaflıkla işlenmesi ve korunması, platformların en temel yükümlülüklerinden biridir. Bu bağlamda:
c.1. Gizlilik ve Güvenlik Politikaları: Platformlar, çocuklara yönelik verileri işleme süreçlerinde şeffaf olmalı ve KVKK ve GDPR gibi yasal düzenlemelere uygun olarak gizlilik politikaları oluşturmalıdır. Bu politikalar çocukların kişisel bilgilerini yalnızca rızaya dayalı olarak toplamayı ve korumayı hedeflemelidir.
c.2. Yaş Sınırlamaları ve İçerik Filtreleme: Sosyal medya ve oyun platformları gibi dijital hizmetler, yaş doğrulama mekanizmalarını geliştirerek çocukların zararlı içeriklere maruz kalmasını önlemelidir. İçerik filtreleme ve yapay zekâ destekli denetim sistemleriyle çocuklar için uygun olmayan içeriklerin engellenmesi sağlanmalıdır.
c.3. Bildirim ve Müdahale Mekanizmaları: Dijital platformlar, çocukların karşılaştıkları tehditleri kolayca bildirebilecekleri sistemler oluşturmalıdır. Çocuklar ve ebeveynleri için erişimi kolaylaştırılmış raporlama araçları, siber zorbalık veya diğer tehditlerin hızlı bir şekilde belirlenip müdahale edilmesini sağlar.
c.4. Platform İçi Eğitsel İçerikler: Platformlar, çocuklar ve ebeveynler için çevrim içi güvenlik, veri gizliliği ve dijital haklar konusunda bilgilendirici içerikler sağlayarak çocukların bilinçlenmesine katkıda bulunabilir. Bu sayede platformlar hem kullanıcılarına rehberlik etmiş olur hem de kullanıcı güvenliğini artırır.
V. Sonuç
Çocukları dijital tehditlerden korumak, onların gelişimini güvence altına almak ve hak ihlalinden uzak tutmak, yalnızca yasal yaptırımlarla değil; eğitim, farkındalık ve platform sorumluluğuyla mümkündür. Türkiye ve uluslararası arenada yürürlükte olan yasal düzenlemeler çocukların çevrim içi güvenliğini sağlama amacına yönelik olarak gittikçe güçlenmektedir ancak bu yasal çerçevelerin etkin uygulanması ve dijital platformların toplumsal sorumluluklarını yerine getirmesi şarttır.
Dijital güvenliği sağlamak, çocukların bireysel haklarını korumak, sağlıklı bir çevrim içi alan oluşturmak için devletler, sivil toplum kuruluşları, eğitim kurumları ve dijital platformların koordineli bir çaba içinde olmaları oldukça önem taşımaktadır. Çocukların dijital çağda güvenle var olabilmeleri için sadece yasal bir koruma değil aynı zamanda bilinçli toplum ve sorumlu platformların bütünleşmiş bir çözüm sunması gerekmektedir.
Dijital dünyanın sınırsız olanakları çocukların bilgiye erişimini hızlandırırken aynı zamanda onlar için büyük tehlikeler barındırmaktadır. Türkiye’deki son Discord olayları bizlere dijital ortamda çocuk haklarının kolayca ihlal edilebileceğini göstererek siber zorbalık, istismar ve manipülasyon gibi tehditlerin ne kadar ciddi boyutlara ulaşabileceğini gözler önüne sermiştir.
Bu noktada çocukların çevrimiçi ortamda güvenliğini sağlamak sadece hukuki düzenlemelerle değil aynı zamanda ebeveyn, eğitim kurumları, adli kolluk, dijital platformlar ve aslında toplumun tüm paydaşlarının iş birliği içinde çalışarak kapsamlı bir dijital güvenlik kültürünün oluşturulmasıyla mümkün olacaktır. Çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimini koruyarak onları sağlıklı bir dijital geleceğe hazırlamak, sürdürülebilir bir toplum inşa etmenin de temel koşuludur.
Comments