top of page

YURT DIŞINDA BULUNAN TÜRK VATANDAŞININ İADESİ

Yazarın fotoğrafı: Nahide DEMİRNahide DEMİR

Suçlu iadesi; bir kişiye isnat edilen suç nedeniyle, iadeyi talep eden devlet nezdinde soruşturma, kovuşturma veya kesinleşmiş mahkeme kararının bulunması sebebiyle şüpheli, sanık ya da hükümlünün iade edilmesi anlamına gelir.


Suçlunun iadesi, talep eden devlet ile talep edilen devlet arasında çok taraflı veya iki taraflı bir anlaşma varsa, bu anlaşmaların hükümlerine göre gerçekleştirilecektir. Türkiye, suçluların iadesi konusunda pek çok ikili ve çok taraflı anlaşmaya taraf olmuştur. Bu anlaşmalar arasında en yaygın uygulama alanına sahip olanı "Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi"dir (SİDAS). Suçluların iadesine ilişkin işlemler, "ikili anlaşmalar", "çok taraflı sözleşmeler", "Uluslararası Teamül Hukuku" ve "Karşılıklılık-Mütekabiliyet ilkesi" doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Türkiye'deki en temel yasa ise 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu'dur.


Türkiye’nin İade Talebinde Bulunması


Türkiye'nin iade talepleri, 6706 sayılı Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İş Bı̇ rlı̇ ği Kanunu’nun 22. maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Soruşturma ya da kovuşturmanın sonuçlandırılması veya yargılama sonucunda verilen mahkûmiyet kararının infazı amacıyla, başka bir ülkede bulunan, hakkında yakalama emri çıkarılan veya tutuklama kararı verilen kişinin Türkiye’ye iadesi talep edilebilmektedir. Talebin Adalet Bakanlığı tarafından uygun bulunması halinde işbu talep, iade edilmesi istenen kişinin bulunduğu yabancı ülkeye iletilmektedir.


6706 sayılı Kanun’un 22. maddesinin ikinci fıkrasına göre; üst sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kişinin iadesi talep edilebilmektedir. Kesinleşmiş mahkûmiyet kararları açısından ise iade talebinde bulunulabilmesi için hükmolunan hapis cezasının en az dört ay olması gerekir. İadesi istenen kişinin birden fazla suçunun bulunması da mümkünüdür. Bu halde; suçlardan bir kısmının cezası madde metninde öngörülen sürelerin altında olsa dahi birlikte iadeye konu edilebilecektir.

Türkiye'nin iade talebi öncelikle Türkiye'nin taraf olduğu ikili ve çok taraflı anlaşmalar ve kanun hükümlerine uygunluk açısından şekil ile içerik yönünden incelenmektedir. İade talebinin uygun olması halinde bu talep, Dışişleri Bakanlığı’na iletilmektedir. Ayrıca iade talebi, Interpol dairesi tarafından yabancı ülkenin Interpol’üne iletilmesi amacıyla İçişleri Bakanlığı’na da gönderilmektedir. İade talebinin şekil ve içerik bakımından uygun olmaması halinde ise reddedilmesi söz konusu olacaktır.


ABD ve Türkiye Arasındaki Durum


ABD, Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’ne taraf değildir. Bu sebeple, ABD ve Türkiye arasındaki suçluların iadesine ilişkin durumlara Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’nin uygulanmasına imkan yoktur. ABD ve Türkiye arasındaki suçluların iadesine ilişkin durumlara, 'Türkiye Cumhuriyeti İle Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçluların Geri Verilmesi Ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Antlaşması' uygulanmaktadır. İkili antlaşmaya göre; soruşturma veya kovuşturma aşamasında Türkiye’nin ve ABD’nin kanunlarına göre; en az bir yıl veya daha ağır bir özgürlüğü bağlayıcı cezayı gerektiren suçlar, iade talebine konu olabilmektedir. İnfaz aşamasında ise bakiye cezanın ve infaz edilecek mahkumiyetin süresinin en az altı ay olması gerekmektedir. İşbu sürelere uygun olması şartıyla; geri vermeye konu olabilecek herhangi bir suçun işlenmesine teşebbüs veya böyle bir suça asli, müşterek veya feri fail olarak katılma hallerinde de iade söz konusu olabilecektir.


Eylem Tok Davası


Yazar Eylem Tok’un 17 yaşındaki oğlu Timur Cihantimur’un, yol kenarında bulunan aracını tamir eden beş kişiye çarpması ve bir kişinin ölümüne neden olmasından dolayı hakkındaki yargılama süreci devam etmektedir. Şüpheli Eylem Tok hakkında “suçluyu kayırma” suçunun söz konusu olabileceği düşünülebilmektedir. Ancak bu suçun üstsoy, altsoy, eş, kardeş veya diğer suç ortağı tarafından işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmamaktadır. Bu durumda suçluyu kayırma suçu nedeniyle Eylem Tok’un cezai sorumluluğu bulunmamaktadır. Şüpheli Eylem Tok hakkında “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçu söz konusu olabilecektir. Ayrıca Prof. Dr. Timur DEMİRBAŞ’ın görüşüne göre; Eylem Tok’un olay yerine gelip oğlunu kaçırması, eklenen kast olarak değerlendirilebilecektir. Zira şüphelilerin olay yerine ambulans çağırmak yerine yaralıları bırakıp kaçmaları nedeniyle taksirle başlayan bir harekete kast eklenmiş olduğundan hem Timur Cihantimur hem de Eylem Tok için “olası kast ile öldürme” hükümlerinin uygulanması gündeme gelebilecektir. Şüphelilerin ABD'ye kaçtığı durumu bilindiğinden "Türkiye Cumhuriyeti İle Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçluların Geri Verilmesi Ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Antlaşması" çerçevesinde iade prosedürünün işletilmesi gerekmektedir. Eylem Tok ve Timur Cihantimur’un karşılaşabileceği cezanın alt sınırının bir yıldan fazla olması nedeniyle, iade talebinde bulunulması ve Türkiye'de yargılanması için gerekli işlemlerin yapılması uygun bir adım olacaktır.

Comments


bottom of page